Çocuğa yardım bir fırsat işidir. Bir daha ele geçmez

Gelişimsel Tanıma İzleme ve Değerlendirme Setleri:

Zihinsel Gelişim"Çocuğa yardım bir fırsat işidir. Bir daha ele geçmez"


Zihinsel gelişim, çocuğu yetişkin yaşama problem üreten değil problem çözen kişi olarak hazırlama sürecidir şeklinde tanımlamak mümkündür. Zihinsel gelişimle ilgili temel kavram zekâdır. Zekâ, bireyin çevreye uyum yapabilme gücüdür. Bu tanımda yer alan uyum yapabilmeden kast edilen bireyin baş edebilme gücüdür. Buna göre zekâ, bireyin çevreyle baş edebilme gücüdür. Zihinsel gelişimle ilgili ikinci önemli kavram ise şemadır. Şema, dünyayı anlamada ve anlamlandırmada kullanılan bilişsel yapılardır. Bir başka deyişle şema, bireyin hangi uyarıcıya nasıl tepki vereceğini belirleyen bilişsel yapılardır. Şemaların oluşma süreci için özümlemeye ve uyumsamaya ihtiyaç vardır. Özümleme, yeni karşılaşılan bir durumun daha önce var olan şema ile açıklanmasıdır. Çocukların her gördüğü sakallıya "dede" demesi buna bir örnek verilebilir. Özümlemeyi ağırlıklı kullanan bir çocuğun zihinsel gelişimi hiçbir zaman beklenen düzeyde gerçekleşmez. Çünkü özümleme aşırı genellemeyi doğurur ki bu hem uyumun bozulmasına hem de gelişimi sağlayan ayırt etmeyi öğrenmeyi engelleyen bir düşünce şekline dönüşür. Bunun için çocuğun ayırt etmeyi öğrenerek ya var olan şemalarda değişiklik yapmayı ya da yeni şemalar oluşturmayı başarması gerekmektedir. Çocuk gelişimsel tanıma, gözleme ve değerlendirme setleri ile yerinde ve zamanında özümlemeyi ve uyumsamayı kullanmayı öğrenebileceği kademeli bilişsel, sosyal ve fiziksel etkinliklere sahip olacaktır.
Zihinsel gelişim dönemleri açısından gelişimsel tanıma, izleme ve değerlendirme seti incelendiğinde aşağıdaki huşular öne çıkmaktadır.
1. Çocuğun doğumunda iki yaşına kadar geçen sürede kazanması gereken ve en temel özellikler, çocuğun kendilik bilinci kazanması, nesne kalıcılığı, taklit ve ihtiyaçlarını dil ile söyleyebilmesi yani dil gelişiminin olmasıdır. Bu dönem için hazırlana fiziksel, sosyal ve zihinsel etkinlikler bahsedilen özelliklerin kazandırılması bağlamında hazırlanmıştır. Bu dönemin sonucunda anne-babanın "Gelişimsel Gözlem Formlarını" doldurup ilgililerle paylaşabileceği bilişim sistemi aracılığı ile çocuğun güçlü yönleri, eksik ve zayıf yönleri belirlenecektir. Güçlü yönünü nasıl koruyacağı, eksik yönünün nasıl tamamlayacağı ve zayıf olan yönünü basıl güçlendireceğine ilişkin geribildirim verilecektir. Bu dönemde zihinsel gelişimi, sosyal gelişimi ve fiziksel gelişimi desteklemek amacıyla hazırlanan etkinlikler aynı zamanda çocuğun anne-babaları yada onların yerini alan kişilerle doğru bağ kurmalarını sağlamaktadır. Çocukların bu dönemde ihtiyaç duyduğu en temel husus tutarlı davranışalardır. Etkinliklerin ardışık, kademeli, basitten zora ve aynı zamanda düzenli ve tutarlı olarak uygulanması çocuğun duygusal ve ruhsal gelişimine ve sağlığına da katkı sağlayacaktır. Bu süreçten geçen çocukların anne-baba ile güvenli bağlanmaları, kendilerine güvenmeleri, bu dönemden sonra yaşanacak aşmazların daha kolay aşılmasına ve okul başladığında yaşanabilecek birçok uyumsuz davranışında (ayrılma anksiyetesi, mutizm, okul korkusu vb.) oluşmasına engele olacaktır.
2. Bu dönemden sonra çocuk düşünme öncesi ya da düşünmeye hazırlık evresine girmektedir. Bu dönem 2-6 yaş arsını kapsamaktadır. Bu dönemde çocuk gelişimsel engel ile karşı karşıyadır. Bu gelişimsel engelleri aşabilen çocuklar hem somut düşünmeye hem de soyut düşünmeye ilişkin hazırbulunuşluğa sahip olabilmektedir. Bu gelişimsel engeller, korunum, benmerkezci düşünce, odaklaşma, tersine çevirme, özelden özele akıl yürütme ve animizmdir.
a. Korunum: çocuğun madde, ağırlık, sayı, uzunluk, hacim, alan ve nitelikle ilgili korunuma sahip olması olarak düşünülmelidir. Örneğin, bir kilo hamurun parçalara ayrılması onun kilosunda herhangi bir değişime (ağırlık korunumu) neden olmayacağına ilişkin farkındalık. Bir ipin kıvrılması onun uzunluğunda bir değişime neden olamayacağına (uzunluk korunumu) ilişkin algılama. Korunun kavramının kazanılmasına ilişkin hazırlanan etkinlikler çocuğun daha sonra kazanması gereken ve problem çözme, yaratıcı düşünme vb. yeterlikler için gerekli olan soyut düşünmesin temelini atacaktır.
b. Odaklaşma: Bir bütünün tek bir yönüne odaklanıp diğer unsurları göz ardı etmektir. Burada kast edilen yoğunlaşmak değildir. Bütün yerine bütünün bir bölümüne odaklanarak yargıya varma işidir. Caddeden karşıya geçerken, önce sola bakar araba yok der, sonra sağa bakar araba var der, sonra tekrar sola bakar araba yok der ve karşıya geçmeye kalkar. Çünkü bu bütünlük içinde sadece sola odaklanmış sağdan gelen araba göz ardı edilmiştir. Bu gelişimsel krizi aşmadan okula başlayacak olan çocuğun yaşayabileceği en büyük engel ön yargılı bir anlayışla sosyal ilişkilerinin bozulması, bir alandaki başarısızlığını yaşamın bütün alanına genellemesi ki bunun sonucunda yaşanacak olan öğrenilmiş çaresizliktir.
c. Ben Merkezci Düşünce: Benmerkezci düşünceni temelini çocuğun herkesin kendisi gibi düşündüğünü düşünmesidir. O bir şeyi istiyorsa herkes istiyordur. O bir şey istemiyorsa hiç kimse istemiyordur. Bu düşünceye sahip olan çocukların en tipik davranışsal dışa vurumu inatçılıktır. Eğer bu dönemde gelişimsel olarak var olan ve hatta olması gereken bu gelişimsel krizi aşmadan okula başlayacak olan çocuğun yaşayabileceği en temel sorun sosyalleşmeyi başaramayacak olmasıdır ki bu onun aynı zamanda zihinsel gelişimini de olumsuz yönde etkileyecektir. Hazırlanan etkinlikler ile çocuk har hangi bir gelişimsel boşluğa düşmeden herkesin kendisi gibi düşünmeyeceğini anlar ve kabullenmeye başlar ki bu çocuğun sosyalleşmesi için öğreneceği en temel beceridir.
d. Tersine Çevirme: Bir işlemin sonucundan başlayarak başlangıç noktasına gelmeyi ifade eder. Tersine çevirme becerisini kazanan çocuk deneyimlerinden ders çıkarmayı öğrenir. Deneyimin sonucu olumlu ise yapmaya değilse bir daha yapmamaya çalışır. Yani çocuk her yaşantıdan bir ders çıkarmayı öğrenir. Bu beceriye sahip olmayan çocuğu yetişkin hayatta bekleyen şey aynı hatayı tekrar tekrar yapmak ve böylece uyum ve işlevselliğinin ve aynı zamanda ruh sağlığının bozulmasıdır.
e. Özelden Özele Akıl Yürütme: İki özel durum arasında bağlantı kurarak yargıya varmadır. Çocuk kahvaltı ile sabahın olup olmadığını kahvaltı yapmadık o halde sabah olmadı, okul kıyafetlerini giyme ile okulun vaktinin gelip gelmediğini, önlüğümü giydim o halde öğle oldu(öğlenci olan bir öğrenci için), sadece hafta sonları eve gelen babanın izin alıp eve hafta içi geldiğinde de hafta sonu geldiğini söylemesi bu duruma birer örnektir. Özelden özele akıl yürütme düşüncenin sığlaşması anlamına gelir ki bu düşünce tarzı ile okula başlayan çocuğun yargıları hatalı olsa bile bunlara inanma düzeyi yüksek olacaktır. Böyle bir durumda olan çocuğun okula bu düşünce tarzı ile başlaması zihinsel gelişimin önündeki en önemli engel haline gelmektedir.
f. Animiz: Çocuğun canlılara cansızlık atfetmesi ki bu anneye ya da babaya nedensiz bir şekilde en azında gözlenebilen bir neden olmaksızın bir tokat atması ile kendini gösterir. Cansızlara canlılık atfetme ise, çocuğun bebeği ile konuşması, onu beslemeye çalışması, onu korumaya ya da uyutmaya çalışması ile kendini gösteren bir durumdur. Bu sınırlılığı yani, canlılara cansız, cansızlara canlılık atfetmesi durumunu aşabilmenin en işlevsel yolu anne- babanın çocukla düzenli, tutarlı ve nitelikli zaman geçirmesi ile mümkün olabilir. Çocuğun yaptığı bir davranışın diğer insanlar üzerindeki duygusal sonuçlarını görebileceği bir uyarıcıya ihtiyacı vardır. Yani çocuk anneye ya da babaya vurduğunda anne ya da babanın ona vurması yerine bu davranışın duygusal karşılığını dile getirmesi ve yüzünde bunu göstermesi gerekir. Çocuğun gelişimine duyguları yerinde ve zamanında dengeli, tutarlı ve düzenli katmaya katkı sağlayacak etkinliklerin bu amaca hizmet edeceği düşünülmektedir.
Sonuç: Gelişimsel Tanıma İzleme ve Değerlendirme setlerinin temel amacı çocuğun içinde bulunduğu gelişim dönemini ve gelişim alanını en etkin ve işlevsel bir şekilde desteklemektir. Zihinsel gelişimde bu alanların başında gelmektedir. Çocuğun gelişim alanlarını aşamalı olarak desteklemeyi amaçlayan bu setlerde hiyerarşi, fiziksel gelişim desteklenirse, sosyal gelişim artar ve sosyal gelişimin artması zihinsel gelişimi destekler. Yani her bir fiziksel aktivite aynı zamanda sosyal gelişime ve zihinsel gelişime katkı sağlayan önemli bir deneyime dönüşmektedir. Bu setlerin temel avantajları, etkinliklerin bu bağlamda yani gelişim dönemleri ve gelişim alanlarına uygun olarak hazırlanması, fiziksel gelişim, sosyal gelişim ve zihinsel gelişimin yani gelişimin her bir alanının bir birini olumlu etkilemesine uygun olması, çocuğu içinde bulunduğu gelişimsel döneme ilişkin özellikleri ne düzeyde kazandığını belirlenmesi ve bu sürecin ilgili uzmanlarla birlikte takip edilerek koruyucu, geliştirici ve iyileştirici hizmetlerin yerinde ve zamanında alınmasını sağlayacak olmasıdır.
En büyük suç ihtiyacı olduğunda insana yardım etmemektir. Bu yardıma en fazla ihtiyaç duyan varlık çocuktur.


Prof. Dr. Mustafa KOÇ

WhatsApp Destek Hattı
(552) 877 0 877